Anasayfa  | letiim Metin Soylu Facebook Metin Soylu Twitter

 

 
YAZAR HAKKINDA KTAPLAR ELETR CEVAP KONFERANSLAR AFET OKULU RPORTAJLAR BASIN ODASI
 
   Bedeli Çanakkale'de Kanla Ödenecektir tüm seçkin kitapevlerinde!      Piri Reis Haritasý'nýn Þifresi ÇIKTI!     
 



  Prof.Dr.Ahmet Mete Iþýkara Ýle Röportaj

Röportaj: Gazeteci Yazar Metin Soylu
Deprem fotoðraflarý: Ahmet Tarýmcý

Prof. Dr. Ahmet Mete Iþýkara, devletin ve Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi’nin depreme hazýrlýk anlamýnda üzerine düþen her þeyi yaptýðýný ama insanlarýn aç gözlü davrandýklarýný söylüyor.

Deprem Dede ile 12 yýl sonra…

17 Aðustos ve 12 Kasým 1999 tarihlerinde gerçekleþen ve binlerce insanýn hayatýný kaybetmesine, evsiz ve sakat kalmasýna neden olan iki büyük Marmara depreminin umut veren sesiydi O: Prof. Dr. Ahmet Mete Iþýkara. Namý diðer Deprem Dede… Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nin eski müdürü olan Iþýkara, deprem konusunda halký aydýnlatmak üzere yoðun çaba sarf etmiþ, en önemlisi de moralleri yüksek tutmaya çalýþarak kalplere taht kurmuþtu. Türk bilim adamý, jeofizikçi ve eðitimci Prof. Dr. Ahmet Mete Iþýkara’yý büyük felaketin 12’inci yýlýnda evinde ziyaret ettim. Türkiye’nin 2011 yýlý itibariyle afetler konusunda bugün geldiði noktayý Iþýkara’nýn deðerlendirmeleriyle öðrenmeye çalýþtým.

— 17 Aðustos’un Türkiye’ye kaybettirdikleri nelerdir?
Türkiye’nin acý kazançlarý olmuþtur. Çünkü biz Ýstanbul’da yaþayanlar, ülkemizin bir deprem ülkesi olduðu gerçeðini maalesef çok geç fark ettik. Ýstanbul’da otururken, Anadolu’nun bir köþesinde meydana gelen depremlere hep uzaktan baktýk. Ah dedik vah dedik. Örneklerini verebilirim. Benim görevli olduðum dönemde gerçekleþen 13 Mart 1992 Erzincan Depremi. Ýlk gün gazete manþetlerinde yerini almýþtý. O dönemlerde iki televizyon kanalý yayýn yapýyordu. Ayný þekilde bu iki televizyonda da manþet haber olarak girdi ancak ikinci gün Erzincan Depremi iç sayfaya düþtü. Üçüncü gün ise tamamen unutuldu. Sonra 1 Ekim 1995 Afyon Dinar Depremi. Biz Ýstanbul’da yaþayanlar o depremi de görmezden geldik. Ayný þekilde bu deprem de televizyon ve gazetelerin ilk gün manþet haberi, ikinci gün iç sayfa haberi oldu, üçüncü gün de kaybolup gitti. Biz Ýstanbul’da yaþayanlarýn en büyük yanlýþý þuydu, Ýstanbul’da deprem olmayacaðýný düþünmemizdi. Maalesef bunun bedelini 17 Aðustos 1999 Marmara Depremi ile ödedik. Ýstanbul’da o kadar kötü yapýlaþmalara imza atýldý ki, þimdi bireysel yapýlaþmanýn bedelini nasýl ödeyeceðimizi kara kara düþünüyoruz.

 “Devlet üzerine düþeni yapýyor, biz yapmýyoruz”

Bugün itibariyle baktýðýmýzda, doðal afetlerle mücadele konusunda devletimiz görevi baþýndadýr. Ýstanbul Depremi riskine karþý þu anda köprüler, viyadükler, kamu kurum ve kuruluþlarý ile okullarda ciddi anlamda güçlendirme çalýþmalarý yapýlýyor. Devlet üzerine düþen görevi yerine getirdi. Ama biz bireyler olarak halen üzerimize düþen görevi yerine getirmiyoruz. Hala kader diyoruz ki bu tamamen yanlýþ. Yüce Allah bize bir akýl vermiþ. Önlemini al, ondan sonra tevekkül et, öyle deðil mi?  Dolayýsýyla þu anda bireyler olarak hala bilinçli olmamak konusunda ýsrar ediyoruz. Bu anlamda ben özellikle seni kutluyorum. Bu genç yaþta Türkiye’nin deprem gerçeðini kamuoyuna “Afet Okulu” adlý kitabýnla bir kere daha hatýrlatman, halkýmýzý bilinçlendirme çaban gerçekten de takdire þayandýr. Burada tek önemli noktan þu olmalýdýr; Gerçekleri asla saklamadan halkýmýza yansýtabilmelisin! Türkiye’de mühim olan tek þey, gerçekleri halkýmýzdan gizlemek deðil, aksine olduðu gibi halkýmýzla paylaþabilmektir. 17 Aðustos 1999’un bize kaybettirdiklerini söylemenin inan ki tarifi yok. Binlerce insanýmýzý ne yazýk ki kaybettik. Ama maalesef o kaybettiklerimizle birlikte bir bilinç kazandýk. Depremden korunabilmenin mümkün olabileceðini anladýk. Dikkat edilirse depremden zarar görülmeyeceðinin farkýna vardýk. Keþke bu kadar insanýmýzý kaybetmeden önce bu bilinci kazanmýþ olabilseydik. Bu Türkiye için çok büyük bir kayýp oldu.

— Türkiye’de son 50 yýlda her gelen hükümet, yatýrýmlarýný doðal afetlerin odaðýndaki alanlarda sýklaþtýrýyor. Þehir merkezlerinin çok ciddi afet riski altýnda olduðunu görüyoruz. Bu durum 50 yýldýr bilinmiyor muydu? Devlet göz göre göre bu hatayý neden yaptý?
Devletin elinde 50 yýl önce de il il ‘Türkiye doðal afet haritasý’ vardý. Þimdi de var. Bu konuda hesap sormanýz lazým. Depremden ve afetlerden korunma bilinci ne yazýk ki 17 Aðustos’tan sonra oluþtu. Peki daha önce biz neredeydik? O dönemdeki yöneticiler neredeydi? Eðer hesap sorulacaksa, o dönemdeki yöneticilere sorulmasý lazým.

— Valilikler, gönderdikleri yazýlarla afetler konusunda duyarlý olduklarýný gösterdi. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Bence bu çok güzel bir geliþme. Devletimizin doðal afetler konusuna çok duyarlý olduðuna, sana gelen cevaplar doðrultusunda bir kere daha þahit olduk diyebiliriz. Çünkü 17 Aðustos devlet için bir milat oldu. Sivil toplum örgütleri için bir milat oldu. 17 Aðustos’un en büyük kazanýmý bana göre bu olmuþtur. Ama ne yazýk ki Türkiye için pahalýya mal oldu.


 “Kentsel dönüþüm” doðru bir proje

— "Olasý Ýstanbul Depremi” senaryolarý hakkýndaki görüþlerinizi alabilir miyiz?
Depremle ilgili olarak yanlýþ bilgiler veren kiþilere kesinlikle itibar etmeyiniz. Bilim adamlarýnýn belirli sorumluluklarý vardýr. En önemli sorumluluklarýndan bir tanesi de topluma karþý olan saygýsýdýr. Bilim adamlarý topluma doðruyu söylemek zorundadýr. Toplumu paniðe düþürecek açýklamalardan kaçýnmalarý onlarýn asli görevleri arasýnda olmalýdýr. Onun için þöyle ifade etmek isterim; Evet Marmara’da potansiyel bir deprem tehlikesi var. Er ya da geç bu deprem olacak. Mühim olan hazýrlanmak. Hazýrlanýrsak bize zarar veremez. Bazý bilim adamlarý televizyonlarda ve gazetelerde, sanki devlet hiçbir þey yapmýyormuþ gibi beyanatlarda bulunuyor. Bunlar çok çirkin þeyler. Devlet afetlere hazýr durumdadýr. Bizler üzerimize düþeni gerçekten hakkýyla yerine getiriyor muyuz? Önemli olan bu sorunun cevabýný doðru bir þekilde verebilmektir. Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi’nin Türkiye’de örnek olabilecek bir kentsel dönüþüm projesi var. Potansiyel Marmara Depremi’nde en çok hasar alabilecek ilçeleri düþündüðümüzde, Zeytinburnu’ndan baþlamak suretiyle bir kent dönüþüm projesi baþlatýldý. Bana göre çok doðru bir projedir. Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi diyor ki; ben þu evleri deprem riskine karþý yýkacaðým. Onun yerine deprem yönetmeliðine uygun, sýfýrdan bina yapacaðým, sana yeni bir daire vereceðim. Ýnþaatlar sürerken de seni sokakta býrakmayacaðým, ev kiraný karþýlayacaðým. Ýnsanlarsa bir daireyle yetinmiyor, ‘iki tane isterim’ diyor. Çözümsüzlük de bu aþamada baþlýyor. Halkýmýzýn aç gözlü olmadan, verilen imkan ve hizmetleri düþünüp desteklemesi gerekirken, ayýp ediliyor. Devlet bu konuda sorunu çözdü. Bireylerin devlete karþý, ülkemize karþý sorumlu olmalarýný bekliyorum. Sana depremde ölmemen için devletin imkan veriyor. Can güvenliðin hiç mi önemli deðil? Hangi hakla bir dairen olduðu halde iki daire diye ýsrar ediyorsun?

— Hocam devletimiz 5902 sayýlý kanun ile Baþbakanlýða baðlý Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý’ný kurarak, çok baþlýlýðý ortadan kaldýrarak daha çok çözüme dayalý profesyonel bir yapý kurdu. Deðerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
O benim en büyük idealimdi. O yüzden seçimlere katýlmýþtým. Böylesi bir kurumun kurulmasý için büyük mücadeleler verdim. Hatta beni danýþman yaptýlar, çok teþekkür ediyorum kendilerine. Kýzýlay baþdanýþmanlýðý yaný sýra Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý’na da danýþmanlýk yapýyorum.

— Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý yerine Afet Bakanlýðý kurulsaydý nasýl olurdu?
Þimdi Afet Bakanlýðý dediðinizde bürokrasiyi araya sokuyorsunuz. Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý doðrudan doðruya Baþbakanlýk’a baðlýdýr. Çünkü ne olursa olsun, karar verici mekanizma yine Baþbakan’dýr.

 “Keþke bu proje benim zamanýmda olsaydý…”

— Afet Okulu Projesi ile ilgili düþünceleriniz nelerdir?
Afet Okulu Projesi’nin, Türkiye açýsýndan son derece önemli ve doðru bir proje olduðunu açýkça ifade etmek istiyorum. Buradan Türkiye’deki tüm üniversite rektörlerine sesleniyorum: Afet Okulu Projesi, her üniversite kampusune kurulduðu takdirde, stratejik olarak Türkiye için önemli bir kazaným haline dönüþecektir. Çünkü üniversite gençlerimiz çok doðru bir inisiyatifi ellerinde bulundurmaktadýrlar. Ülkemizin geleceði olan üniversite öðrencilerimizi doðru bir þekilde yönlendirebilmek, onlara doðal afetlerle mücadele konularýnda bilgilendirici ve bilinçlendirici eðitimler vermek topluma ivme katar. Bu önemli bir fýrsat penceresidir. Keþke böyle bir proje benim zamanýmda olsaydý. O zaman Türkiye bu kadar ciddi kayýplar vermezdi. Bireylerin bilinçli olmasý, özellikle üniversite gençlerinin çevik, zeki ve çalýþkan olmasý bu projenin her daim ayakta kalmasýna iþarettir.

—Prof. Dr. Ahmet Mete Iþýkara hocamýz bundan sonra neler yapacak?
Bu yýl 71 yaþýma gireceðim. Türkiye Kýzýlay Derneði’nin toplumu bilinçlendirme konusunda bir projesi var. Þu anda o proje üzerine çalýþýyorum. Sonrasýnda çocuklarla bir araya geliyorum. Okul yaptýrma kampanyamýz var ki, bir okul yaptýrabilecek parayý da topladýk. Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý bünyesinde her türlü konuda bilgi vermeye, bilgilendirmeye devam edeceðim.

—Türkiye’deki üniversite öðrencilerine mesajlarýnýz nelerdir?
Üniversite gençlerimiz kendi yaþ dönemlerinin kýymetini iyi bilsinler. Türkiye’nin baþta afetler olmak üzere her türlü sorununa sahip çýksýnlar. Bu sorunlara çözüm arayacak þekilde kendilerini geliþtirsinler ve yetiþtirsinler. Þimdi baþlasýnlar! Önce kendilerine saygý göstermeyi ilke edinsinler. Devlete, kanunlara saygýlý olmayý öðrensinler. Her doðruyu açýkça hem devlet yetkililerine hem de topluma mutlaka zamanýnda çýkýp korkmadan söylesinler. Ama doðruyu! Çünkü onlar bizim geleceðimiz…

Prof.Dr.Ahmet Mete Iþýkara Kimdir?

 Prof. Dr. Ahmet Mete Iþýkara, 1941 yýlýnda Mersin'de doðdu.
1954, Mersin Lisesini bitirdi.
1965, Ýstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Bölümü’nü bitirdi ve ayný bölüme asistan oldu.
1969, Necmi Rýza Ahýska'nýn kýzý Aysel Ahýska ile evlendi.
1973-1974, Askerlik görevini Harita Genel Komutanlýðý’nda yaptý.
1976-1983, Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliði Ulusal Jeomagnetizma ve Aeronomi Komisyonu Baþkanlýðý yaptý.
1979-1982, Avrupa Depremlerin Önceden Belirlenmesi Çalýþma Grubu’nda koordinatörlük yaptý.
1980-1983, Türkiye adýna Avrupa Konseyi Deprem Uzmanlarý Komitesi’nde temsilcilik yaptý.
1985, Boðaziçi Üniversitesi'nde göreve baþladý. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araþtýrmalarý Enstitüsü’nde müdür yardýmcýsý oldu.
1991, Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araþtýrmalarý Enstitüsü’nde müdür oldu.
Ahmet Mete Iþýkara þu an AHDER (Afete Hazýrlýk ve Deprem Eðitim Derneði) yönetim kurulu baþkaný,
Türk Kýzýlayý Derneði Onursal Baþkaný ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý Danýþmanýdýr.
Prof.Dr.Ahmet Mete Iþýkara, 21 Ocak 2013 tarihinde Vefat etmiþtir.





 
 
Metin Soylu'nun hangi kitabýný daha baþarýlý buluyorsunuz?
Hepsi
Afet Okulu
Bedeli Çanakkale'de Kanla Ödenecektir
Piri Reis Haritasý'nýn Þifresi
  
 
 

 

ANA SAYFA YAZAR HAKKINDA KTAPLAR ELETR CEVAP KONFERANSLAR AFET OKULU RPORTAJLAR LETM
Siteden yararlanrken gizlilik ilkelerini okumanz tavsiye ederiz.
2024 Tm haklar sakldr.
zinsiz ve kaynak gsterilemeden yaynlanamaz.


izginet & Mehmet CAN